Tüm değişik sünnet yöntemlerinde temel amaç, penisin uç kısmını çepeçevre saran ve kapatan sünnet derisinin cerrahi yöntemlerle çıkartılmasıdır. Her yöntemde de sünnet derisi cerrahi olarak, yani kesilerek çıkartılmaktadır.
Klasik yöntem olan dikişli sünnette, deri ilk önce kesilir, sonra kanayan damar uçları bağlanır ve yara uçları tek tek dikilir. Klips yöntemindeyse, kesilecek deri ilk önce klips ile kıstırılır sonra kesilir. Her iki yöntemde de hedef aslında aynıdır, yani kesim işlemi sırasında açılan yara uçlarının bir araya getirilmesidir.
Yöntemler arasındaki asıl fark, dikişli yöntemde yara uçlarını dikişlerin bir arada tutması, klips yöntemindeyse Klamp’ın tutmasıdır. Klips prensibi yıllardır bebeklerin göbek kordonunu kesme işleminde de kullanılmaktadır. Klamp yöntemiyle sünnet, aslında bu prensibin penise uyarlanmasıdır. Dokuların klipsle tutturulup kesilme prensibi bir takım avantajları da beraberinde getirmektedir:
Klamp yönteminin dikişli sünnette göre en önemli avantajı, Komplikasyon oranlarının, yani risklerinin anlamlı ölçüde düşük olmasıdır. Dikişli sünnet sonrası en büyük risk kanamadır. Dikişli sünnet sonrasında olan kanama genellikle tekrar dikiş atılmasını gerektirir.
Klamp yönteminde, Klamp takılı olduğu süre boyunca kanama beklenmez. Kısaca, klips yöntemi kanama riskini önemli ölçüde azaltır. Dikişli yöntemle sünnet edilen 5700 çocuğun risk oranlarını, Klamp yöntemiyle sünnet edilen 7500 çocukla karşılaştıran ve “Pediatric Surgery” dergisinde 2010 yılında yayınlanan çalışmanın sonuçlarına göre klips yönteminde kanama riski %0,4, dikişli sünnetlerdeyse bu risk %5 olarak bulunmuştur.
[Kaynak: Senel FM, Demirelli M, Oztek S: Minimally invasive circumcision with a novel plastic clamp technique: a review of 7,500 cases. Pediatric Surg Int. 2010 Jul;26(7):739-4]
Enfeksiyon riski de Klamp yönteminde son derece düşüktür. “Urology” dergisinde 2011 yılında yayınlanan ve Klamp yöntemiyle sünnet edilen 2013 çocuk ve erişkinin sonuçlarını bildiren çalışmada, enfeksiyon oranı %0.5 olarak bulunmuştur. Karşılaşılan enfeksiyon vakalarının hiçbirinde ağızdan antibiyotik kullanılmamış olup, tamamı bölgesel olarak uygulanan antibiyotikli kremle tedavi edilmiştir.
[Kaynak: Senel FM, Demirelli M, Pekcan H: Mass circumcision with a novel plastic clamp technique. Urology. 2011 Jul;78(1):174-]
Klamp yönteminin dikişli sünnette göre diğer önemli bir avantajı, bu yöntemde dikiş atılmaması ve açıkta yara bulunmamasıdır. Kesilen yara kenarlarını Klamp bir araya getirir ve yara plastiğin altında kapalı ortamda kalır. Yaranın dışarıyla teması olmadığı, yani açıkta yara olmadığı için, sünnet sonrası pansuman gerektirmez. Dikişli sünnette, özellikle ilk 48 saat yaraya çok dikkat etmek gerekir. Uygun yara bakımı ve pansuman, dikişli sünnet sonrasında oldukça önemlidir.
Klamp yöntemindeyse sünnet sonrası hiçbir yara bakımı veya pansuman gerekmez. Her pansuman çocukta oldukça fazla stres ve acıya yol açar. Klamp yönteminde yara bakımına gerek olmaması en önemli avantajlardan biridir.
Dikişli sünnetten sonra, pipide sargı bezi vardır ve yaranın en az 48 saat suyla temas etmemesi gerekir. Klamp yöntemindeyse, yara hattı Klamp içerisinde olduğu için, kaka veya başka bir pislik temasında dahi enfeksiyon riski neredeyse yoktur. Bu sayede, Klamp yöntemiyle yapılan sünnet sonrasında çocuklar aynı gün dahi rahatlıkla banyo yapabilirler.
Dikişli sünnet sonrasında ilk günlerde her idrardan sonra yarada yanma görülür. İdrarın yaraya değmesiyle çocuk büyük bir acı çeker ve bazen uzun süre idrarını tutar. Klamp yöntemindeyse açıkta yara olmadığı için idrarın verdiği bir rahatsızlık olmaz. Çocuklar idrarını rahatlıkla yaparlar.
Dikişli sünnet en hızlı ellerde bile ortalama 20 dakika sürer. Cerrahi teknikle ve titiz yapılan sünnetlerin ortalama süresiyse 30 dakikadır. Klamp yönteminde ise ortalama sünnet süresi yaklaşık 5 dakikadır. Çocukların yaşadıkları stres göz önünde bulundurulacak olursa, sünnet süresinin bu derece azaltılması oldukça büyük bir avantaj olarak kabul edilebilir.
Dikişli sünnet sırasında çocuğun hareket etmesi yanlış kesimlere yol açabilir. Bu nedenle birçok merkezde zorunlu olarak çocuğa genel anestezi uygulanır.
Klamp yönteminde, çocuğun hareketleri, kesim hatalarına kesinlikle yol açmaz. Klips yönteminde geri dönüşü olmayan kritik hareketler yoktur. Klipsin yerleştirilmesi sırasında çocuğun bir miktar hareket etmesi teknik açıdan tehlike yaratmaz. Sünnet derisi, klips yerleştirildikten ve kilitlendikten sonra plastiğin üzerinden kesildiği için hatalı kesim veya pipiye zarar verme durumu olmaz. Bütün bu nedenlerden ötürü, Klamp yönteminde genel anestezi gerekmez.
Dikişli sünnet sırasında, idrar kanalına veya pipi ucuna zarar verme ihtimali düşük de olsa vardır. Dikişli sünnet sonrası meydana gelen hataları özellikle yaz dönemlerinde ve toplu sünnetlerden sonra sıklıkla görürüz. İdrar kanalının delinmesi, pipi ucunun kesilmesi ve idrar kanalında tıkanıklık gibi hayati hatalarla oldukça fazla sayıda karşılaşıyoruz. Bu tür hataların düzeltilmesi için çocuğun ameliyat edilmesi gerekir. Klamp yönteminde, kesim işlemi pipi ucuna yerleştirilen ve pipiyi koruyan plastik huni üzerinden yapıldığı için pipiye zarar verme ihtimali yoktur. Kısaca, bu yöntem kişisel hatayı neredeyse sıfırlar ve pipiye kalıcı hasar vermez.
Dikişli sünnet sonrası, çentik veya pürtük şeklinde kalıcı dikiş izleri olur ve bu izler yıllarca geçmez. Bazen ömür boyu kalıcı yara izleri oluşur. Klamp yönteminde ise yara kenarları ince bir çizgi şeklinde görülür.
Dikişli sünnette açık yara bulunduğu için, en az 2-3 gün iç çamaşır veya pantolon giyilemez veya bez bağlanmaz. Dikişli sünnet, özellikle bezli çocuklarda ciddi bakım sıkıntısı yaratır. Klamp yöntemiyle yapılan sünnet sonrasındaysa çocuklar günlük kıyafetlerini giyebilir, bezli bebeklerde bez rahatlıkla bağlanabilir. Bu nedenle Klamp yöntemi, bakım kolaylığı getirirken çocuğun hayat kalitesini de arttırır.
Dikişli sünnette, her çocukta aynı cerrahi malzemeler kullanıldığı için, her sünnet sonrasında otoklav aletinde sterilize edilmesi gerekir. Bu sterilizasyon zincirinde aksama olduğu durumda, ciddi yara enfeksiyonları görülür. Ayrıca, bir çocuktan diğerine, Hepatit ve AİDS gibi hastalıklar bulaşabilir. Klamp yönteminde ise sadece iki malzeme kullanılır: Klamp ve bistüri (neşter). Bunların her ikisi de steril, yani mikroptan arındırılmış paketler içerisinde gelir ve sadece bir çocukta kullanılır. Yani, bir malzeme başka bir çocukta kullanılamaz. Bu nedenle, Klamp yönteminde hepatit veya AİDS bulaşma riski yoktur.
Dikişli sünnette kesim ve dikme aşamalarında çocuğun kesinlikle hareket etmemesi gerekir. Cildin kesilmesi, dikişli sünnette ilk harekettir ve geri dönüşü yoktur. Meydana gelen sünnet hatalarının (örn. pipi ucunu kesilmesi gibi) büyük kısmı bu aşamada olur. Klamp yöntemindeyse çocuğun sünnet sırasında yapacağı küçük hareketler sorun yaratmaz. Cilt kesilene kadar olan süreçte geri dönüşü olmayan hareket yoktur. Yani, sünnet derisinin ayarlarından emin olana kadar klipsin pozisyonunda değişiklik yapılabilir. Sünnet derisi tam ayarlandıktan sonra kilitler kapatılarak kesim işlemi yapılır. Kısaca, dikişli sünnette olduğu gibi ani, geri dönüşü olmayan, kritik hamleler yoktur.
İlgili Video İçin Tıklayınız Klempli Sünnet (Klampin Takılması)